ABD İÇİN ‘YARARLI SORUN’: KOVID-19

ABD’li yetkililerin açıklamaları da, uygulamaları da; bunun yansıması olarak Amerikan gazetelerinin propaganda şekli de gösteriyor ki, ABD için koronavirüs salgını Çin’i zayıflatıcı yararlı bir sorundan başka bir şey değil!

Ve ABD koronavirüs salgınını, yani Kovid-19’u, Çin’e karşı başlattığı küresel ticaret savaşının yararlı bir parçası olarak görüyor.

Konunun Washington ile Beijing arasında bir medya savaşına dönüşmesi de bu nedenle…

ABD’NİN “HASTA ADAM” IRKÇILIĞI

Özetleyelim:

Önce Wall Street Journal’da Walter Russell Mead, Kovid-19 hakkında Çin’i hedef alan bir makale yazdı. Makalenin başlığı ise ırkçıydı, düşmancaydı ve insanlık dışıydı: “Asya’nın Gerçek Hasta Adamı: Çin” (3.2.2020).

Beijing yönetimi WSJ yetkililerinden özür istedi ancak uzun bir süre beklenen o özür gelmedi. Bunun üzerine Beijing yönetim, makaleye tepki olarak üç gazetecinin basın kartlarını iptal etti. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Geng Shuang, basın kartları iptal edilen üç gazetecinin “özür dilemeyi reddettiklerini” belirtti. (19.2.2020)

ABD Dışişleri Bakanlığı ise buna karşılık 5 medya kuruluşunu Çin hükümetinin parçası olarak kabul edip bu kuruluşlara “yabancı misyon koşullarının” uygulanacağını duyurdu. Bu kapsamda Xinhua, People Daily, China Daily, Çin Global Televizyon Ağı ve Çin Uluslararası Radyosu, ülkedeki yabancı diplomatik misyonlara uygulanan koşullar altında faaliyet yürütecek ve herhangi bir yerde ofis açmak için ABD hükümetinden onay almaları gerekecek (19.2.2020).

Yani ABD “yanlışı” düzeltmek istemediği gibi, yeni “yanlışlar” yapmakta da ısrar ediyordu!

Ancak önemli bir gelişme yaşandı: WSJ’nin Beijing’de bulunan 53 çalışanı, gazetenin yönetim kadrosuna bir mektup gönderdi ve “Asya’nın Gerçek Hasta Adamı: Çin” şeklindeki başlığın düzeltilmesini ve Çin’den özür dilenmesini istedi (20.2.2020). 53 çalışan mesajında “Bu, editoryal bağımsızlık ya da haber ve yorum arasındaki bölünme meselesi değil. Bu yanlış bir başlık oldu ve Çin halkı dâhil olmak üzere birçok insanı rahatsız etti.” dedi.

53 çalışanın ortak mektubuna rağmen WSJ sözcüsü gazetenin tutumunun değişmediğini açıkladı (22.2.2020).

Beijing, WSJ’nin bu değişmez tutumuna karşı bir açıklama yayımladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian’ın ifadeleri oldukça sertti: “Kötü niyetlere karşı ‘uysal koyun’ haline gelmeyeceğiz. WSJ’nin haber ve yorumların bağımsız olduğu gerekçesiyle özür dilemeyi reddetmesi rasyonel değil. WSJ’den kim sorumlu? Kimin özür dilemesi gerekiyor? Gazetenin ettiği küfürlerden dolayı özür dilemeye cesareti yok mu? Gazete bu tavrında ısrar ederse sonuçlarına katlanmalıdır.” (24.2.2020).

Son olarak Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Ullyot konuyla ilgili konuştu ve Beijing’in 3 WSJ muhabirinin basın kartlarını iptal etmesine çeşitli karşılıklar vereceklerini duyurdu (25.2.2020).

4 AŞAMALI PSİKOLOJİK SAVAŞ

ABD’nin bu tutumunun bir nedeni var elbette…

Yukarıda belirttik: Dünyamızı ilgilendiren sağlık meselesini, baş rakibini zayıflatacak yararlı bir sorun olarak görüyor!

Bu nedenle de başından itibaren 4 aşamalı bir “propaganda savaşı / psikolojik savaş” yürüttüler:

1. Önce Çin’i kötülüklerin kaynağı olarak göstermeye çalıştılar: Yarasa yeme gibi yalanlardan hareketle Çin’i insanlığı tehdit eden hastalıkların kaynağı göstermek üzere yoğun propaganda yaptılar.

2. Ardından Çin’i gerçekleri gizlemekle suçladılar: “Ölü sayısı gerçekte on binler şeklinde” diye kötü niyetli propaganda yaptılar.

3. Daha sonra Çin’i zayıf göstermeye çabaladılar: Çin’in salgınla mücadele edemediğini, elinden bir şey gelmediğini propaganda etmeye çalıştılar.

4. En sonunda da Çin’i tecrit etmeye kalktılar: Çin’den dünyaya korkunç salgın olduğu propagandasıyla dünyanın bu ülkeye kapılarını kapatmasını, ablukaya almasını, ticareti kesmesini, tecrit etmesini teşvik ettiler.

ABD TİCARET BAKANI: “SALGIN BİZE YARAYACAK”

ABD coronavirüs salgınını, Çin’e açtığı küresel ticaret savaşının bir parçası olarak kullanmaya çalıştığı için bu 4 aşamalı psikolojik savaşı uyguladı.

Öyle ki bu tutum, ABD’li yetkililerin argümanlarında insanlık dışı ifadelere bile dönüştü. ABD’nin Çin karşıtlığı, daha doğrusu kapitalizmin sosyalizm düşmanlığı, böylesi en insani bir meselede bile kendisini “insanlık dışı” bir görüntü olarak resmetti.

ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un Çin’deki coronavirüs salgınıyla ilgili açıklaması da bu “insanlık dışı” resme bir fırça darbesi oldu. Ross, salgının ABD ekonomisine yarayacağını ve “İstihdamın Kuzey Amerika’ya geri dönmesini sağlayacağını” savundu (30.1.2020).

Bu sözler, emperyalist kapitalizmin ne olduğunu göstermeye yetiyor da artıyordu!

Konu kâr olduğunda, emperyalist kapitalizm, insan sağlığını bile “dert” etmiyordu!

DÜNYA KAZANACAK

Başlarda bocalasa da, hatta kimi hatalar yapsa da, gerçekte Çin’in kamucu anlayışı bu salgınla olabilecek en iyi şekilde mücadele ediyor.

Ki Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verileri de bu gerçeğe işaret ediyor.

Zira 79.524 hastanın enfekte olduğu ve 2.626’sının maalesef öldüğü salgında, 25.157 hasta da iyileşmiş durumda!

ABD’de 10 yıl önce yaşanan grip salgınında ölenler ve iyileşenlerle karşılaştırıldığında, bu gerçekten iyi bir oran.

Kuşkusuz mesele oran yarıştırmak değil. Kaldı ki virüs, küreselleşen dünyada tek bir ülkenin sorunu da değil. Dolayısıyla tüm ülkelerin, hepimizin, dünyamızı tehdit eden bu salgınla topluca mücadele etmesi gerekiyor!

Bundan yararlanarak kapitalist ekonomilerini güçlendirmeyi hayal eden emperyalist tekeller ve onların temsilcileri insanlığın vicdanında kaybederken, dünya sağlığı kazanacak nihayetinde!

Mehmet Ali Güller
CRI TÜRK
25 Şubat 2020

  1. #1 by puma on 26/02/2020 - 08:34

    Bu yalnizca bir Dogu-Bati savasi olsa direk olarak 3. dunya savasina sebep olacak niteliktedir. Cunku boyle viruslerle gercekten insanliga soykirim yapilabilir.
    ….
    Yani Bati’da da bu virusu yaratanlarla savas vardir, yani derin devlette. Boyle olmak zorunda.
    ….
    Derin devletin onemli ayaklarindan ikisi dunyadaki TIP’i hala kontrol eden BigFarma ve anaakim medyadir (MSM). Bu konuda ikisi de etkili. Yalniz teknolojiyi kontrol eden herkes te kotu degil ve bu sayede belki virusun daha tehlikeli olmasi engellenmis olabilir. Bizim Feto’nun siyasi ayagina hala dokunamamamiz gibi Bati da icindeki Bigfarma, ve Anaakim medya viruslerine karsi fazla birsey yapamadi gibi henuz. Trump birsey yapacaksa bile artik secim sonrasina kalacak demektir. Bir ulkenin ekonomisi boyle seylere dayaniyorsa mucadele etmek te zor. Bu yuzden mesela ABDdeki iyi kimseler daha cok batida konaklayan derin devlet virusuyle mucadele edecekse Dogu guclerinden kendi ekonomisini koruyacak guvenceleri almasi gerekir.
    …..
    her 6-7 yilda bir onemli bir jeopolitik olay oluyor. Mesela 1980 darbeler donemi, ve metal fiyatlarinin cok yukselip cok dustugu bir donemdir. 21 yil sonra derin devlet ikiz kuleleri iclerine yerlestirdigi bombalarla yikti. 2008 de finansal kriz. 2014te Ukrayna savasi. Obama donemi krizlerin zirve yaptigi bir donemdi. Tabi Obamadan kaynaklanmiyordu bu, Batinin krizden cikmak veya “liderligi kaptirmamak ” icin yaptigi ya da dunyayi ele gecirmek icin son firsat olarak gordugu manevralardi bunlar. Dunyadaki jeoplitik durumla direk ilgili olarak Turkiyede ise yilda bir kere onemli bir olay olmakta. 2013 gezi, 2014 ukrayna savasi (bizdeki etkisi nedir), 2015 fetonun reise hukuk yoluyla saldirmasi. 2016 15 temmuz. 2017 16 nisan, 2018
    yeni rejim, 2019 yerel secimlerde kirilma. 2020: bilemiyoruz, ama Trump’un 2. kere secilmesi olabilir mi..ya da Suriye savasinin sonlanmasi, erken secim karari, deprem falan.
    …..
    Bu bir saldiri/provokasyon, ama bunun bir mama versiyonu yani anti-provokasyon boyutu da olabilir mi diye dusunmeden edemiyoruz. Mesela derin devlet gercek bir soykirima niyetlenmistir, ama iyi adamlar bunun bu kadar buyuk salgin olmasini onlemislerdir, ama medyaya oldugundan daha abartili sunarak derin devletin planin ise yaradigina inanmasina sebep olmuslardir. Bence bu olmasa bile boyle seyler de olmakta.

Yorum bırakın