Basına ve Kamoyuna!
PINAR AYDINLAR YANLIZ DEĞİLDİR!
Emperyalist-Kapitalist sistemin, Covid-19 pandemisiyle derinleşen krizi ezilenler için nasıl bir kaosa dönüşdüğü, dünyanın her yerinde tüm çıplaklığıyla ortadadır. Pandemiyi fırsat bilen egemenler, her yönüyle işçi ve emekçilere, kadınlara, gençlere, LGBTİ+ bireylere saldırmaktadır.
Türkiye gibi faşizmle yönetilen ülkeler ise, bu süreci fırsata çevirmekten geri durmadı. Sokaklar, caddeler, ortak yaşam alanları, ezilen emekçiler açısından hastalıktan ziyade, devletin bir bütün olarak ne denli tehlikeli bir aygıta dönüştüğünü bir kez daha tüm acımasızlığıyla bizlere gösteriyor. Hırlısı/hırsızı, katili, bekçisi, jitemcisi, polisi ile faşizm her zaman ki gibi iş başında.
Faşist saldırganlığın bu denli meşrulaştırıldığı süreçlerde ise, devrimci-demokrat, ilerici muhalif kesimler faşizmin hedefi olmaktan kurtulamıyor.
Bu süreçte HDP milletvekillerinin hedef gösterilmesi, kadın cinayetlerinin üst boyuta çıkması v.b uygulamalar hiçte tesadüf değildir. Erkek egemen faşist sistem, bu süreçte aydın ve sanatçılara da saldırmaktan geri durmamaktadır. Egemen sınıfların elbette saklamak istedikleri bir şeyler var. Bu saklanılanları deşifre edenler ise gerek faşist sistemin kolluk güçleri, gerekse de bunlara bağlı çeteler ve faşist güruhlar tarafından saldırılara uğramakta, tehdit ve hakaretlere maruz kalmaktadır.
Bu faşist saldırılara sessiz kalmayan, gözünü kapatmayan, kulaklarını tıkamayan, savunduğu değerlerden vazgeçmeyen dostumuz, halk sanatçısı Pınar Aydınlar bir kez daha faşist Jitemciler tarafından, çocukları da dahil edilerek, tehdit edilmekte. Pınar Aydınlar muhalif duruşuyla, haksızlığa, adaletsizliğe, hak gasplarına sessiz kalmayan biridir. Bu nedenle daha önce defalarca taciz, tehdit edilmiş, gözaltına alınmış, tutuklanmış, konserleri yasaklanmıştır. Ama hiçbir zaman duruşundan taviz vermemiştir.
Unutulmamalıdır ki, faşizm koşullarında hedef olmak için ille de muhalif olmak gerekmiyor. Çorlu’da kapısının önünde oturan ailenin öldüresiye dövülmesi, kardeşini sokaktan almak için giden abinin onlarca kolluk güçleri tarafından linç edilmesi, şiddet gördüğünü bildirmesine rağmen, hiçbir önlem alınmadan ölüme terk edilen ve iki hafta sonra evinden cesedi alınan Zeynep’in katledilmesi ve daha niceleri gibi vahşet resimlerini çoğaltmak mümkündür. İşte bunun adı faşizmdir.
Unutmayalım ki, faşizmin bugün belli bir kesime dokunmuyor olması, yarın dokunmayacağı anlamına gelmiyor, gelmedi. Önümüzdeki günlerde ezilen işçi ve emekçi halkımızı daha yoğun olarak yoksulluk, açlık ve işsizlik beklemekte. Bunun sonucu olarak da kitlenin kabaran öfkesini engellemenin önüne korku duvarları örülmek isteniyor. Bu cendereden kurtulmak için, örülmek istenen korku duvarlarının üstüne yürümenin vaktidir şimdi.
Faşizme olan öfkemizi isyana çevirelim ve duvarları devirelim. Pınar Aydınlar şahsında; tehditlere, baskılara ve zora karşı duralım, boyun eğmeyelim. Pınar Aydınlar’ı yanlız bırakmayalım.
#PınarAydınlarYanlızdeğildir!